21 Şubat 2007 Çarşamba

Tüp bebek , Kısırlık ve psikoloji

Tüp bebek , Kısırlık ve psikoloji
Sevgili çiftler, kısırlık kimsenin istemediği bir durum. Ne yazık ki evli çiftlerin %15-20 gibi bir kısmı bu durumla karşılaşıyor. Türkiye gibi aile kurma ve çocuk sahibi olmanın çok önem verildiği ülkelerde kısır olmak bireyler üzerine ağır psikolojik sıkıntılar yüklemektedir. Burada, aile büyüklerinin, çevrenin, adet ve törelerin, toplumun baskıları bazen bir kabus niteliğini almaktadır. Son 15-20 yılda kısırlık tedavisi konusunda büyük ilerlemeler kaydedildi. Tüp bebek ve bu kavramın içeriğindeki teknikler eskiden ümitsiz olan çiftlere özlemlerinin gerçekleşmesinde çok büyük imkanlar sağlıyor. Fakat, tüp bebek ve hatta klasik tedaviler bile maddi yönden pahalı olma özelliklerini koruyorlar.
Kısırlık tedavisi, ister klasik ister tüp bebek yöntemleri ile olsun, çiftler üzerinde büyük stress, kaygı, gerginlik, korku, uykusuzluk, iç sıkıntısı, depresyon gibi değişik derecelerde psikolojik baskılara neden olabilmektedir.
Kısırlık söz konusu olan çiftler, öncelikle bu sorunu çevrelerinden saklama ihtiyacı duyuyorlar. Daha fazla saklayamayınca da tedavi arayışına giriyorlar. Tedaviye girdikten sonra artık günlük hayattan kopuyorlar. Karı koca birbirlerine karşı daha içlerine kapanık hale geliyorlar. Çevrede gördükleri her çocuk onlarda bir burukluk ve hüzün yaratıyor. Sanki çocuk sahibi olamamak bir suçmuş gibi algılanıyor ve toplum içinde eziklik hissediyorlar.
Bütün bu anlattığım ifadeler tüm çiftlerde olmasa bile bazılarında değişik derecelerde izlenebiliyor. Bu konuda, çiftlere tedaviyi yapan doktora çok önemli sorumluluk düşmektedir. Doktorun, böyle durumları önceden sezebilmesi ve elden geldiğince çiftlere, aileye yardımcı olması, onlarla sohbet etmeye zaman ayırması gerekir. Çünki, bu karamsar tabloyu yok edecek mucizevi bir ilaç veya yöntem yok henüz. Fakat, biliyoruz ki sıkıntılarımızı paylaşmak hepimiz için rahatlatıcı etkiye sahiptir, çiftlere de tedavinin ağır manevi yükünü kaldırmada yardım edebilir. Doktor, çiftlere olduğu kadar gerekirse yakın aile çevresine de yardımcı olmaları yönünde telkinde bulunabilir.
Bazı kısırlık vakalarında çok kısa tedavi süresi veya ilk denemede gebe kalma gerçekleştiğinde bu tür psikolojik sıkıntılar daha hafif atlatılabiliyor. Diğer taraftan, uzun süredir tedavi görmelerine rağmen gebe kalamayan çiftlerde sorunlar daha ağır hale gelebiliyor. Böyle durumlarda doktorlara da büyük sorumluluk düşmektedir.
İnsanlar genel olarak sorunları ağır bile olsa onlarla başedebiliyor. Yeter ki sorunlarını anlatabilsinler, paylaşabilsinler. İnsanın sorunlar karşısında direnmesinde ve çözüm bulmasında en itici güç umudunun olmasıdır.

Tüp bebek te sık sorulan sorular

Kısırlık ve tüp bebek te sık sorulan sorular

Aşılama tedavisi :
Tüp bebek öncesi, klasik tedavi içinde yer alan aşılama, rahim kanallarından en az bir tanesi açık olan (HSG filminde) ve sperm analizinde sperm özellikleri normal olan çiftlerde uygulanabilen bir yöntemdir. En fazla 6 kere yapılması önerilir. 3 veya 4 kere yapılmasına rağmen gebe kalınmazsa bu yöntemi devam ettirmenin pek faydası olmamaktadır. Genellikle başarı oranı % 8-15 arasında kabul edilir. Aşılama için kullanılan sperm örneğinin yıkanması önemlidir. Yıkanmamış sperm ile aşılama yapılmamalıdır.

Tüp bebek ve mikroenjeksiyon aynı mıdır?
Tüp bebek, uygulanan yöntemlerin Türkçe’de kullanılan genel adıdır. Mikroinjeksiyon bu yöntemlerin laboratuarda kullanılan teknik adıdır. Tüp bebek yapıldığı zaman zaten mikroenjeksiyonla yapılmaktadır.
Tüp bebek ne zaman yapılır?
Klasik kısırlık tedavisi ile (aşılama) sonuç alınamayan vakalar, rahim kanalları kapalı olanlar, sperm analizinde sorun olanlar, azospermi, kadın yaşının 37 ve üzeri olması gibi durumlarda uygulanır.
Tüp bebek programı için ne zaman başvurmalı?
Öngörüşme, muayene ve tetkikler yapılıp yönteme karar verildikten sonra adet kanamasının 2. günü başvurulmalı.
Bir program süresi ne kadardır?
Yumurta gelişmesi, toplanması, embryo oluşması, embryo transferi için uzun protokolda yaklaşık 1.5 ay, kısa protokolda 14-20 gün sürer.
Program ücret paketi nelerden oluşur?
Kullanılan ilaç ücreti dışında kalan, ultrasonla yumurta gelişmesi sırasında gerek duyulan kontrollar ve hormon tahlilleri, yumurta toplanması için hastaneye yatış, ameliyathane ve anestezi, laboratuar işlemleri, sperm alınıp hazırlanması, embryo transferi ve doktor ücreti (+ KDV) paket ücreti içindedir. Programa girmeden önce yapılan teşhis amaçlı hormon tetkikleri, rahim filmi (HSG), sperm tahlili, veya ilave tetkikler, yumurta gelişmesi amacıyla kullanılan ilaçlar ücrete dahil değildir. İlk öngörüşmeden ücret alımaz.
Erkeğin ilaç kullanarak sperm sayısı yükseltilebilir mi?
İlaç tedavisinden fayda görebilecek erkek sayısı oldukça azdır. Genellikle ilaçların pek faydası olmamakta. Azospermide ilaç tedavisi denenmekle beraber sonuç faydalı olmamaktadır. En iyi yöntem tüp bebek tedavisinin kendisidir. Erkek için kullanılacak ilaç masrafı da oldukça yüksektir.
Varikosel ameliyatı sperm eksiklikleri üzerine olumlu etki yapar mı? pBaşa dön
Varikosel ameliyatı olup olmama sorusu çok sık gündeme gelen bir konudur. Bu konuda tüp bebek uzmanları ve üroloji uzmanları arasında bazı görüş ayrılıkları mevcuttur. Varikosel ameliyatının faydalı olma ihtimali en fazla % 50 vakada mümkün olabilir. İleri derecede sayı azlığı, hareket azlığı veya şekil farklılığı olan sperm analizi sonuçlarında pek düzelme olmuyor. Yine en iyi tedavisi yöntemi tüp bebek tedavisinde seçilmiş kaliteli spermin yumurta içine enjeksiyonudur (icsi).
Erken menapoz nedir ? tüp bebek yapılır mı? pBaşa dön
Erken menapoz kadının 35 yaş öncesi adet görmemesi durumudur. Bu durumu olan kadınlarda çocuk isteği olsun veya olmasın mutlaka jinekolojik takipler yapılmalıdır. Çocuk isteği olan kadınlarda ilaç denemeleri yapılıp yumurta geliştirmeye çalışılabilir. Bu kadınlarda ön tetkiklerden sonra durum değerlen dirilmesi ne göre yumurta gelişmesi için hiç olmazsa bir kere deneme yapılabilir. Genç yaşta adetten kesilenler de bazan yumurtalıklar cevap verebilir. Yalnız tüm olumsuz ihtimaller hastaya önceden anlatılıp ona göre karar vermesine yardımcı olmak gerekir. Sonuçların pek yüz güldürücü olmadığı çiftlere önceden söylenmelidir. Ayrıca, bu tip hastalarda ilerdeki yaşamında gelişebilecek durumlar ile ilgili bilgi verilmesi gerekmektedir.
Daha önce 3 veya daha fazla başarısız tüp bebek denemesi olanlarda nasıl davranmalı? pBaşa dön
Bu gibi durumlarda tüp bebek uygulamasından önce daha önceki uygulamalara ait tedavi safhaları ve embriyoların laboratuar bulgularını incelemek uygun olur. Gerekirse çift yeniden değerlendirilir, bazen ilave testler istenebilir. Karı-koca‘dan genetik test istenebilir. Yeni değerlendirme sonucuna göre nasıl bir tedavi uygulanacağına karar verilir.
Tüp bebek için kullanılan ilaçların kalıcı etkisi var mı?
Hayır, bu ilaçlar kalıcı bir etki bırakmazlar. Zaten insandaki hormonların benzerleridir ve yeni üretim teknolojisi ile hemen hemen saf hormon elde etmek mümkün olmaktadır.
Polikistik Over (PCO) ve Polikistik Over Sendromu (PCOS)’li kadınlar ne yapmalı? pBaşa dön
PCOS’li kadınlar hormonal yönden farklı oldukları için en çok ilaçla tedaviden fayda görürler. Zaten en çok kısırlık sebebi aylık yumurta gelişmesinin olmayışıdır. İlaçla yumurtalık uyarısı genellikle yumurta gelişmesi ve iyi bir gebelik şansı ile sonuçlanır. Fakat bu tip kadınlarda bazen yumurta gelişmesi için gereken doz ayarlamalarında zorluklar ortaya çıkar. Ya hiç yumurta gelişmez veya istenenden çok yumurta gelişerek tedavinin devamını imkansız kılar. Bu tip kadınlar ayrıca diabet, hipertansiyon gibi diğer bazı rahatsızlıklara da aday oldukları için bu yönde de araştırılmaları ve gerekirse tedavileri yapılmalıdır. Hayat boyu takip gerekliliği konusunda uyarılmalıdırlar.
İleri derecede endometriozis veya çikolata kisti olanlar ne yapmalı? pBaşa dön
Bu tip kadınlarda kısırlık tedavisi endometriozisin yerleşme alanlarına, ve yaygınlığına bağlı olarak farklılık gösterdiği için her kadını kendi durumuna göre değerlendirmek gerekir. Bazen kistlerin alınması gerekir, bazen kistler alınmadan tedaviye devam edilebilir. Endometriozisli kadınların hayat boyu takip edilmeleri gerektiği mutlaka hatırlatılmalıdır.
Miyom (myom) kısırlık nedenimi? olan kadın ne yapmalı? pBaşa dönMyomlar, rahimden kaynaklanan ve iyi huylu olan tümörlerdir, yani kanserle alakaları yoktur. Üreme çağındaki kadınların yaklaşık % 20-25’inde bulunurlar. Farkedilmeyecek kadar küçük olanlar yanında çok büyük olanlar da vardır. Senelerce büyümeden var olanların yanında çok hızlı büyüyen myomlar da mevcuttur. Myomların gebeliği engelleyip engellemediğine karar vermek bazen zor olmaktadır. Pek çok doktorun büyük bir myom mevcudiyetinde gebe kalıp doğum yapan hastası olmuştur. Benzer olarak senelerce çocuğu olmayıp da miyom ameliyatından sonra gebe kalan hastalar mevcuttur. Myomlar rahimdeki yerleşme yerlerine, sayılarına, büyüklüklerine göre çok farklı belirtiler verirler, bazen de farkedilmezler ve teadüfen muayene sırasında varlıkları saptanır. Bu nedenlerden dolayı her kadının kendi durumuna göre bir plan yapmak daha uygun olacaktır. Bir miyomun kısırlık nedeni olup olmadığına karar vermek için dikkatli bir jinekolojik muayene gerekir. Genellikle 5-6 cm boyutlarında olup ta sık kontrollarda büyüme gösteren myomlar operasyonla alınmalıdır. Myom olupta gebe kalan kadın sayısı az değildir.

Adet düzeni ve önemi
Üreme çağındaki kadınların çoğunun adet düzeni ortalama 28 günde bir ve 26-32 gün sınırları içinde normal kabul edilir. Adetlerini bu şekilde gören kadınların büyük kısmında doğal yolla veya dışardan verilen ilaçlarla yeterli sayıda yumurta gelişmesi beklenen bir sonuçtur. Adet düzeni 32 günden fazla aralıklarla olan kadınlarda, özekllikle de 2-3 ay gibi aralıklarla adet görenlerde yumurta gelişmesi çok nadir hale gelebilir. Bazan bu duruma değişik derecelerde tüylenme ve kilo artışı eşlik ederse polikistik over sendromu (pcos) olarak adlandırılır. Bu gibi durumlarda mutlaka ileri araştırma yapılması gerekir. Polikistik overli kadınlarda yumurta gelişmesi için dışardan verilecek ilaçlara ihtiyaç olabilir.
Bir de, adetlerini daha sık olarak gören kadınlar vardır; ör: 22-25 günde bir gibi. Bu durumda sık adetin durumu araştırılmalı, eğer herhangi bir neden bulunmuyorsa belirli aralıklarla kontrollar yeterli olacaktır. Bu gibi kadınlarda yumurta gelişmesini değerlendirmek için hormon testleri ve ultrasonografik takip yapılabilir. Eğer yumurta gelişmesi yeterli değilse dışardan ilaç tedavisi uygun olabilir.

40 yaş ve üzeri kadınlarda kısırlık:
Hangi nedenle olursa olsun bazı kadınların geç yaşta evlendiği bir gerçektir ve hepsinin çocuk isteği en doğal haklarıdır. 40 yaşından itibaren, hatta bazı çalışmalara göre 37 yaşından itibaren kadınlardagebe kalma şansı azalmaya başlamaktadır. Bu durumda olan ve çocuk isteyen kadınlarda klasik tedavilerin fazla uzatılmaması daha akıllıca olacaktır. Tüp bebek yöntemleri ile bile gebelik oranları % 10-20 seviyelerindedir.

Yüksek FSH nasıl değerlendirilir:
Kadınlarda adet kanamasının 2-3 günü yapılan FSH ölçümü laboratuar normal üst sınırından fazla ise FSH yükselmesinden bahsedilir. FSH hormonu genellikle 37 yaşından sonra yükselme eğilimi gösterir. Kadınlarda menopoza girmeden yıllar önce (7-10 sene) FSH hormonunda seyrek olarak yükselmeler tesbit edilebilir. Zaman içinde bu yükselmeler daha sık olmaya başlar. FSH yüksekliğinin değeri arttıkça yumurtalıklardan yumurta geliştirme kapasitesinde azalma olabilir. Bu durum ancak ultrason takipleri ile tesbit edilebilir. Eğer yumurta gelişmesinde azalma söz konusu ise dışardan ilaç verilerek çocuk isteyen kadınlarda tedavi yapılabilir. FSH yükselmesi olan kadınlarda gebelik oranlarının biraz daha düşük olabileceği kendilerine anlatılmalıdır. Ayrıca klasik tedavilerle çok uzun süreler vakit kaybedilmemelidir. Bazen yeni evli ve 40 yaş üzeri kadınlarda her şeyin normal olduğu söylenip uzun süre tedavi yapılmadığına şahit oluyoruz.

Tüp bebek ve PCO - PCOS

Tüp bebek ve PCO - PCOS
Polikistik over (pco) ve polikistik over sendromu (pcos)

Polikistik over li kadınlarda yumurtalıklar ultrasonografide özel bir görünüm arzetmektedir. Yumurtalıkların kenarında çepeçevre yerleşmiş çok sayıda yumurta taslağı bulunur. Bu tip kadınların bir kısmı normal adet görürler, hormonlar ve yumurtlama ile sorunları yoktur. Bazen de, bu overlere sahip kadınlarda adetler çok azdır, ör: senede 2-4 adet görürler, buna bağlı olarak yumurtlama ya çok seyrek olur ya da hiç olmaz. Bu duruma hafif veya şiddetli tüylenme, kilo alımı veya şişmanlık eşlik edebilir. Eğer adet azlığı şişmanlık ve tüylenme ile birlikte ise bu tip kadınlarda pcos denilen özel bir durumdan bahsedilir, ayrıca diabet ve hipertansiyon riski de artmıştır.

Pcos veya pco olsun bu tip kadınlarda yumurta geliştirmek için verilen ilaçlarla bazı zorluklar ortaya çıkabilir. Şöyle ki: Verilen düşük doz ilaçlara rağmen yumurta gelişmesi olmaz, ilaç dozunu biraz artırınca çok aşırı sayıda yumurta taslağı gelişmeye başlar. Burada dengeyi bulmak bazen çok zahmetli olabilir. Özellikle aşılama için yapılan tedavilerde en fazla 1-3 arası istenen yumurta sayısı aşıldığı için tedavi iptal edilir. Çünkü bu tip hastalarda yan etkiler bölümünde bahsedilen OHSS ve çoğul gebelik riski artmıştır.
PCO'lu hastalarda 2-3 denemeden sonra uygun dozun bulunup istenen sayıda yumurta geliştirilmesi mümkün olabilir.

PCO ve PCOS bulunan hastalarda tüp bebek başarı ihtimali oldukça yüksektir. Buna karşılık OHSS riski artar, bu durum çok dikkatli bir takiple ve bazı kurallara uyarak önlenebilir.

Tüp bebek tedavisinin yan etkileri

Kısırlık ve Tüp bebek tedavisinin yan etkileri
Kısırlık ve tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların istenmeyen bazı yan etkileri olabilir. Başarılı bir yumurtlama tedavisi için, follikül gelişimi sırasında dikkatli ve özenli takip gereklidir. Ultrason ve hormon testlerinden yararlanarak izleme, tedavi protokollerinin uygun olarak seçilmesi, istenmeyen etkileri azaltabilir.

Kısırlık tedavilerinin ne tür yan etkileri vardır?
OHSS ( Over hiperstimulasyon sendromu): Yumurtlama tedavisinde kullanılan ilaçlar, yumurtalıkların aşırı uyarılmasına yol açabilir. Bu durumun belirtileri yumurtalıkların aşırı büyümesi, karın içinde sıvı toplanmasına bağlı olarak karın şişkinliği, mide ve barsak problemleri ( bulantı, kusma ishal gibi) şeklinde olabilir. %1-2 vakada OHSS ciddi boyutlara ulaşarak hastanede yatarak gözetim altına alınma ve tıbbi tedavi uygulanmasını gerektirebilir.Çoğul gebelikler :Kısırlık tedavisi ve özellikle tüp bebek tedavisi görenlerde, çoğul gebelik oluşması normal çiftlere göre daha fazladır. IVF uygulamalarında birden fazla embriyo transfer edildiği için gebeliklerin dörtte biri çoğul olabilir. (%20-30 ikiz, %3-4 üçüz). Çoğul gebeliklerin getirdiği sağlık problemleri, sosyal ve ekonomik sorunlar nedeniyle, bu riski azaltmak için giderek daha az sayıda embriyo transfer etmeyi tercih etmektedirler. Türkiye’de son düzenleme ile halen en fazla 3 embryo transferine izin verilmektedir.Lokal ve yan etkiler : Kas içine uygulanan ilaç enjeksiyonları nadiren enjeksiyon bölgesinde yanma, kızarma, kabarma ve ağrılara neden olabilmektedir. Yeni teknolojilerle elde edilen ve cilt altına uygulanan ilaçlarla bu etkiler azalmaktadır.

Yumurtlama tedavileri, yumurtalık kanseri riskini arttırır mı ?Yumurtalık kanseri, her kadının hayatı boyunca karşılaşma riskinin %1.5 olduğu bir hastalıktır. Soyaçekim ve beslenme alışkanlıkları gibi bazı faktörler yumurtalık kanserine yatkınlığı arttırmaktadır. Son yıllarda yapılan bazı araştırmalar, kısır kadınlarda yumurtalık kanserine daha sık rastlandığını, bunun tersine, geçirilen her gebelik ile yumurtalık kanseri riskinin azaldığını ortaya koymuştur.Bugüne kadar yapılan araştırmalarda, yumurtlama tedavisinde kullanılan ilaçlar ve yumurtalık kanseri arasında bir ilişki bulunamamıştır. Bu konuda yapılan en kapsamlı çalışma, 1964-1974 yılları arasında tedavi gören ve 12 yıl boyunca izlenen 2600 kadının takibi ile yapılmış ve yumurtlama tedavisi ile yumurtalık kanseri arasında bağlantı bulunamamıştır.Kısırlık tedavisi sonucu doğan bebekler sağlık açısından bir risk taşırlar mı ? Yumurtlama tedavisi için ilaç kullanımını takiben doğan çocuklarda doğumsal problemler, normal toplumda görüldüğünden daha fazla değildir. Ancak, tüp bebek tedavisinin bebeklerin sağlıklı doğmaları için özel bir tedavi olmadığı, ayrıca anne ve babanın genetik problemlerinin kalıtım yoluyla bebeğe geçeceği bilinmelidir.

Tüp bebek gebelik oranı

Tüp bebek gebelik oranı
Tüp bebek uygulamalarının başarı şansı
Tüp bebek tedavisi çok değişik nedenlerden dolayı yapıldığı için gebelik elde edilmesini etkileyen pek çok faktör de mevcuttur. Daha önce bahsedildiği gibi özellikle:
Kadının yaşı
Uzun evlilik süresi
Erkek spermi ile ilgili bazı faktörler. Ör: azospermi, varikosel, oligosperm, immotil sperm
Hormonal faktörler
Üreme organları dışında bazı özel hastalıklar
Geçirilmiş eski hastalıklar
Daha önce gebelik olup olmadığı
Daha önce doğum veya düşük olması
gibi pek çok faktör tedavinin başarı şansını etkilemektedir.

Tüp bebek yönteminin başarı şansından bahsederken, öncelikle tedavi gören çiftin kendi özel şartlarını göz önüne almak gerekir. Bu şekilde bakıldığında, gebelik oranları bazı gruplarda % 5-10, bazılarında %25-40, bazı gruplarda ise % 50-70 olmaktadır. Çok küçük bir hasta grubunda ise gebelik elde etmek mümkün olmamaktadır.
Diğer taraftan, her merkezin tüp bebek için bir ortalama gebelik oranı vardır. Yani, hep genç ve problemsiz, veya kısırlık sebebi kolayca aşılan hastaları programa alan bir merkez ile, gebeliğin zor elde edildiği hastaları da kabul eden bir merkezin gebelik oranları farklı olacaktır. Bir merkezi değerlendirirken ne tür hastaları kabul ettiğini de göz önüne almak gerekir.
O halde, tüp bebek merkezleri nin gebelik oranı yaklaşık % 25-60 arasında değişebilir.
Tabii, burada merkezlerin laboratuar şartlarının normal olduğunu varsayıyoruz. Tüp bebek merkezi nin laboratuar şartları da başarı sansını etkileyen önemli faktörlerdendir.
Tüp bebek uygulaması için belli bir gebelik şansının olduğunu biliyoruz, uygulamaların bir kaç kez denemesinde fayda vardır. Fakat, çiftin özel durumuna göre, 1-3 denemede gebelik elde edilemezse yeni bir denemeden önce durumun tekrar değerlendirilmesi, gerekiyorsa yeni tetkikler yapmak, ve çifti durumları ile ilgili daha ayrıntılı bilgilendirmek uygun olur.
Tüp bebekte başarı bilinen faktörler yanında bilinmeyen pek çok faktörün etkisi altındadır. Bilinmeyen konularda araştırmalar halen yoğun olarak sürmektedir. Gebelik oranları, bu nedenlerden dolayı sürprizlere de açıktır.

Gebelik oranlarındaki değişiklikler hakkında bazı örnekler fikir verebilir:
Kadın yaşı 40 ve üzeri ise gebelik oranları % 10-20 civarına inebilir
Erkekte azospermi hücrelerin yapım aşamasındaki bir durumla ilgili ise gebelik oranı % 10-40 arasında değişebilir
Hem kadın yaşı ileri, hem de azospermi varsa gebelik oranı % 0-20 arasında olabilir
Daha önce 2-3 ten fazla erken düşük varsa başarı sansı azalabilir
Herşeyin normal olduğu vakalarda defalarca tüp bebek denemesine rağmen gebelik elde edilemeyebilir.
Muayene ve tetkik sonuçlarına göre başarı şansı düşük olacağı varsayılan bir denemede çok olumlu sonuçlar alınabilir
Bazen, tüpbebekte gebelik elde edilemezken, tedaviye ara veren çiftlerde daha sonra kendiliğinden gebe kalanlar olabilir.
Tüp bebek merkezleri ni veya doktorları arayan hastaların büyük bir kısmı doğrudan gebelik oranlarını sorarak bir karar verme eğiliminde olmaktadırlar. Halbuki, kendi özel durumlarının değerlendirilmesinden sonra bir karara varmaları daha doğru bir tutum olacaktır.

Tüp bebek uygulaması nasıl yapılır

Tüp bebek uygulaması nasıl yapılır
Tüp bebek için başvuran çiftlerle, ilk olarak tanışma ve değerlendirme görüşmesi yapılır, gerekli olan tetkikler planlanır. Daha sonra tetkiklerin sonuçlarına göre o çifte ait uygun bir tedavi yöntemi tespit edilir. Çifte, tüp bebek hakkında daha ayrıntılı bilgi verilir.
Yumurta geliştirme aşamasında, kadının yaşı, adet durumu ve hormonal tablosuna göre kısa veya uzun ilaç kullanımı seçilir. Uzun programda, üreme ile ilgili mekanizmaların baskılanması için yaklaşık 8-10 gün süren bir ön tedavi (Lucrin) uygulanır. Her iki yöntemde adetle birlikte yumurta üretimi uyaran ilaçlar (Puregon, Gonal-F, Menogon) kullanılmaya başlanır.
Tüp bebek tedavisinde ilaçların kullanımı sırasında, yumurta üretimini istenen düzeyde tutabilmek için, giderek sıklaşan aralıklarla ultrason ve hormon takipleri yapılır ve gerekirse ilaç dozu değiştirilir. Yaklaşık 10-12 gün içinde yumurta gelişimi istenilen düzeye gelir. Yumurta hücrelerinin son olgunlaşma aşamalarına gelmelerini sağlayan bir ilacın (Pregnyl, Profasi) uygulanmasından yaklaşık 35-36 saat sonra yumurta toplanması planlanır. Bu işlem için çiftlerden belirlenen saatte hastaneye gelmeleri istenir.

Program sırasında, bir kez yumurta toplama, bir kez de embriyo transferi sırasında olmak üzere toplam iki kez, sabah gelip akşam gitme şeklinde hastanede kalınır.
Yumurta toplama işlemi, hafif bir genel anestezi altında ve ameliyathane koşullarında vaginal yoldan özel bir iğne ile, ultrasonografi kontrolunda uygulanır. Aynı gün sperm de alınır. Erkeğin program süresince, sadece spermin alındığı gün hastanede bulunması yeterlidir. Yumurta toplandığı gün, oluşması beklenen gebeliğe destek vermek üzere bazı yardımcı ilaçlara başlanır.
Laboratuar şartlarında döllenme sonrası (icsi, mikroenjeksiyon, ivf) oluşan embriyolar, yumurta toplama işleminden en erken 2 gün sonra, genellikle 3. gün kadının rahimi içine ince bir plastik aletle transfer edilir. Embriyo transferi, ağrısız, kısa süren ve anestezi gerektirmeyen bir işlemdir. Birkaç saat hastanede dinlenmeyi takiben, hasta evine gidebilir. Embryo gelişimini desteklemek için ilaçların kullanımı devam eder.
Çok sayıda iyi gelişmiş embriyosu olan çiftlere iki seçenek sunulur.
Üçüncü gün embryo transferi yapıldıktan sonra kalan embryoların dondurulması
Beşinci gün transfer. Bu, bazı özel durumlar için uygulanır. Embryo dondurma şansı daha azdır.
Embriyo transferinden 12 ve 14 gün sonra toplam iki kez kanda gebelik testi yapılır. Gebelik testi negatif sonuç verirse progesteron tedavisi kesilir ve birkaç gün içinde görülen adetle program sona erer. Gebelik testi pozitif çıkarsa progesteron tedavisine devam edilir. Testlerden bir hafta sonra gebelik kesesinin görülmesi, bundan bir hafta sonra da bebek kalp hareketlerinin görülmesi vaginal yolla yapılan ultrasonografik muayenede mümkün olur.

Tüp bebek ve kısırlık tedavisinde kullanılan ilaçlar

Tüp bebek ve kısırlık tedavisinde kullanılan ilaçlar

Lucrin (GnRH analogları) Bu grup ilaçlar, normalde beyinde salgılanan ve yumurtalıkları uyaran LH ve FSH hormonlarını kontrol altına almak için kullanılır. Bu şekilde hem yumurtalık ların uyarılması bizim denetimimize girer, hemde gelişen follikül lerin vaktinden önce çatlamaları önlenmiş olur. Tüp bebek için en önemli ilaçtır

Cetrotide, Orgalutran (GnRH antagonistleri): Foliküllerin yumurta toplama zamanına kadar çatlamadan kalabilmesi için göbekaltı veya bacaktan ciltaltı enjeksiyonu şeklinde kullanılır. Tüp bebek te lucrin alternatifi ilaçlardır.

Puregon, Gonal-F, Menogon Tüp bebek te yumurta sayısını artırmak ve gelişimi desteklemek amacıyla kullanılırlar. İlaç toz ve sulandırıcı içeren ampullerden oluşur, etken madde toz kısmındadır. Adetle başlanıp yumurtalar istenilen olgunluğa ulaşana kadar yaklaşık 10-14 gün süreyle, enjeksiyon şeklinde uygulanır. Vücut için gerekli dozun ayarlanabilmesi için, ultrason ve hormon ölçümleri ile takip altında kullanılmalıdırlar.

Pregnyl, Profasi (HCG): Folliküller istenilen büyüklüğe ulaştığında, yumurtaların döllenebilir olgunluk safhasına geçmelerini sağlamak için kullanılır. Kullanımını takiben belli bir süre sonra folliküllerin çatlayıp yumurtlamanın gerçekleşmesine neden olur. Bu nedenle ilacın kullanımı ve yumurtaların toplanma saatlerine dikkatle uyulmalıdır. Tüp bebek tedavisinde yapılış saati özellikle dikkat edilmesi gereken ilaçtır.

Progesteron, Utrogestan, Crinone: Yumurtaların toplandığı gün başlanılan bu ilaç, rahimin gebeliğe hazırlanması için kullanılır, gebelik testinin pozitif çıkması halinde gebelik 12 haftalık olana kadar devam edilir. Tüp bebek ile oluşan gebeliği mutlaka desteklemek gerekmektedir.

Tüp bebek tedavisi nasıl yapılır

Tüp bebek tedavisi nasıl yapılır
Yukarıda bahsedilen üremeye yardımcı tedavi yöntemleri, yumurtanın döllenme şekline, spermin elde ediliş yoluna, hücrelerin rahim içine verilişine göre farklılıklar göstermektedir. Hepsinde ortak özellik yumurtanın geliştirilmesi ve toplanması safhalarının aynı olmasıdır.
Üremeye yardımcı tedaviler 4 basamakta uygulanan bir süreçtir:
Yumurtalıkların ilaçlarla uyarılması ve yumurta geliştirilmesi
Yumurta toplanması
Sperm ile yumurtanın döllenmesi, yani embryo oluşması
Embriyo transferi
Yumurta gelişiminin sağlanması:
Hastaların gebelik şanslarını artırmak için kendiliklerinden geliştirecekleri bir adet yumurtayı kullanmaktansa, hem yumurta sayısını arttıran hem de folliküllerin yumurta toplanma işlemine kadar çatlamadan beklemesini sağlayan ilaçlarla yumurtalıkların kontrollü olarak uyarılması ilk tercih edilen yöntemdir. (Folliküller yumurtalıklarda gelişen ve yumurtaları barındıran içi sıvı dolu keseciklerdir.)
İlaçla tedavi sırasında, yumurtalıkların verdiği cevabın görülmesi ve yan etkilerden korunmak için hastaların dikkatli takibi gerekmektedir. Bu amaçla adet kanamasının 2. gününden, en geç 3. gününden başlayarak düzenli aralarla yapılan ultrason takipleriyle, yumurtalıklarda oluşan yumurta keseciklerinin (folikül) gelişimi ve rahim içi dokunun (endometrium) kalınlık ve kalitesi izlenir. Gerekirse doz ayarlamaları yapılır. Bu uyarılma süreci yaklaşık 10-12 gün sürer. Gelişen folliküllerin sayı ve büyüklükleri, rahim içi tabakasının kalınlık ve kalitesi, kanda östradiol (E2) hormon düzeylerinin takibi ile istenilen gelişme elde edildiğinde bir sonraki basamak olan yumurta toplama işlemine geçilir. Yumurtaların son olgunlaşmasını sağlamak için ayrı bir ilaç verilerek (Pregnyl) yumurta toplamanın günü ve saati tesbit edilir.
Yumurta toplama:
Yumurta toplama işlemi, ultrason klavuzluğunda uygulanır. Bu işlem, ameliyathane şartlarında, hafif bir anestezi altında, ağrısız olarak gerçekleştirilir. Özel bir iğne ile vaginal yoldan yumurtalıklara ulaşılarak follikül içindeki sıvı boşaltılır ve mikroskop altında yumurta aranır. Yumurta hücresi bulunamazsa follikül içi yıkanır ve elde edilen sıvıda tekrar yumurta aranır. Toplanan yumurtalar döllenme işlemi için özel ortama alınır. Bu aşamada her follikülden yumurta çıkmayabilir veya elde edilen her yumurta olgunlaşmış olmayabilir.
Döllenme (Fertilizasyon):
Erkekten alınan sperm örneği laboratuvarda işlemden geçirilerek sağlıklı olanlar ayrılır. Tüp bebek yöntemi kullanılıyorsa, yumurtalar spermler bir araya getirilir veya mikroenjeksiyon uygulanıyorsa spermler yumurta içine enjekte edilir, bu icsi olarak anılır. Daha sonra kadın vücudundakine benzer şartlarda özel ortamda beklemeye alınır. Anne ve babadan gelen hücrelerin birleşmesi ile oluşan yeni yapıya embriyo adı verilir.
Embriyo transferi (ET):
Embriyoların laboratuar ortamından alınarak rahime verilmesi işlemine embriyo transferi adı verilir. Bu nakil işlemi için ince bir plastik araç kullanılır. Anestezi gerektirmeyen kısa bir uygulama ile rahim içine bırakılan embriyoların bundan sonra kendi kendilerine gelişmeye devam ederek rahime tutunmaları beklenir.
Embriyo transferinde kullanılan embriyolardan sonra elde kalan iyi gelişme gösteren embriyolar dondurularak daha sonra kullanım için saklanabilir. Embriyoların donma ve çözülme işleminden sonra canlılıklarını koruyabilme oranları %50'dir. Donmuş embriyolar, taze embriyolardan daha düşük oranda gebelik oluşturmalarına rağmen, ikinci bir gebelik şansı vererek toplam gebelik oranlarını arttırmakta ve maliyeti düşürmektedir

Tüp bebek ile ilgili terimler ve anlamları

Tüp bebek ile ilgili terimler ve anlamları

IVF (Tüp bebek):
Kadının yumurtası ve erkeğin sperminin vücut dışına alınarak laboratuvar şartlarında ve bazı özel plastik kaplar içinde bir araya getirilerek, döllenmenin sağlanmasıdır. İşte, bu vücut dışında yapılan işleme IVF (in vitro fertilizasyon) veya tüpbebek denir. Vakaların % 10-15’inde yumurtaların tümü bu yöntemle döllenmeyebilir. Bu nedenle daha az kullanılmaktadır. Daha önce gebe kalmış ve doğurmuş kadınlarda daha başarılı olmaktadır.
1970’lerin başında rahim kanalları kapalı olan kadınların çocuk sahibi olabilmeleri için geliştirilmiş olan bu yöntem ilk tüp bebek olan Louise Brown’ın 1978’de doğması ile popülarite kazanmıştır. Kullanıma giren ilk yöntem olmasi dolayısıyla halk arasında kısırlık tedavileri içinde en bilinenidir.

ICSI ( İntra sitoplazmik sperm enjeksiyonu = Mikroenjeksiyon):
Sperm hücrelerinde ileri derecede sayı, hareket ve şekil bozukluğu görülen erkekler için geliştirilmiş bir yöntemdir. IVF ile döllenme elde edilemeyen vakalarda da kullanılır. Mikroinjeksiyon işlemi, özel bir mikroskop kullanılarak her bir yumurtanın içine seçilmiş bir adet sperm hücresinin yerleştirilmesidir. Tüp bebek te kullanılan bir tekniktir.
TESA (Testiküler sperm aspirasyonu) ve TESE (Testiküler sperm ekstraksiyonu):
Verdiği örneklerde hiç sperm hücresine rastlanmayan, ancak testis lerinde sperm yapımı olan hastalarda, spermin testislerden iğne veya biyopsi ile alınarak icsi de olduğu gibi kullanılmasıdır.

Embriyo:
Kadın yumurtasının sperm hücresi ile birleşmesi sonucu oluşan insan yavrusu taslağına embriyo denilir. Önce 2 hücreli olarak yaşama başlayan embryo hızla bölünerek hücre sayısını artırır ve genellikle döllenmeden 5-7 gün sonra rahim içindeki dokuya (endometrium) tutunur. Burada gelişmesi devam ettikçe plasenta (eş) adı verilen doku aracılığı ile anneden beslenmeye başlar ve bu arada kendi varlığını belli eden bir hormon salgılar. Bu hormonun anne kanında veya idrarında tesbit edilmesi için gebelik testi yapılır (hcg testi).

Assisted Hatching (Embriyo zarının inceltilmesi):
Normal şartlarda embriyo, rahime tutunmasından hemen önce, çevresini koruyucu olarak saran tabakadan (zona) kurtulur. Zona tabakasının ileri derecede kalın olması halinde, embriyo bu tabakadan dışarı çıkamaz ve rahime tutunamaz. Bu durumda embriyo rahime verilmezden önce zona tabakasının bir kenarından inceltilmesinin, gebelik şansını artırdığı ileri sürülmektedir. Ancak, bu teknikle embriyonun zedelenme ihtimali az da olsa vardır.
Blastosist transferi (Geç dönemtransfer-5. gün transfer):
Anne ve babadan alınan üreme hücrelerinin birleşmesi ile embriyo denilen yeni bir yapı ortaya çıkar. Embriyo sürekli bölünerek hücre sayısını arttırır. Genellikle embriyo, anne adayından yumurta toplandıktan sonraki üçüncü gün, yaklaşık 7-8 hücreli safhada iken rahim içine yerleştirilir (embryo transferi). Her zaman uygulanmamakla birlikte kaliteli embriyo sayısı fazla ise embriyo gelişimi daha ileri safhalara kadar takip edilerek daha geç bir günde (en geç 5. gün) embriyo transferi uygulanabilir. Böylece, embriyolardan daha iyi gelişenleri seçme şansı olabilir, transfer ve rahime tutunma arasındaki süre kısaltılmış olur. Embriyonun doğal ortamına dönüşünü geciktirmesi ve kalan embriyoların dondurulması şansını azaltması, bu uygulamanın olumsuz yönleridir. Ancak çok sayıda yumurta ve embryo gelişenlerde uygulanabilecek bir yöntemdir.
Embriyo dondurulması (Cryopreservation):
Embriyo transferi tamamlandıktan sonra elde kalan iyi kalitede embriyolar özel bir teknikle dondurularak, daha sonra kullanılmak üzere saklanabilir. Donma ve çözülme sırasında kalitesini koruyabilen embriyolardan oluşan bebeklerin özel bir sağlık sorunları olmamaktadır. Ülkemizdeki ÜYTEM yönetmeliği embriyoların 3 yıl saklanmalarına izin vermektedir. Dondurulmuş embryoların transferi taze embryo kadar verimli olmamaktadır. Çünkü, donma işleminden açılan embryoların yaklaşık % 30-50’ si ölmektedir.
Preimplant genetik tanı (PGD):
Embriyonun 8 hücreli safhasında bir veya iki hücrenin embriyodan alınarak genetik tetkik için kullanılması embriyonun gelişimine engel olmaz. Alınan bu hücreler kromozomal olarak incelenebilir ya da ailede bilinen genetik bir hastalık var ise, bu hastalık yönünden tetkik edilebilir. Sonuçta uygun nitelikte olan embriyolar, transfer için seçilir. Bu yöntemde gebelik şansı yarı yarıya azalmakla birlikte genetik hastalıklar için olumlu sonuçlar sağlar. Bu uygulamayı yapmak her hastada mümkün olmamaktadır

Kısırlık tanısında kullanılan yöntemler

Kısırlık tanısında kullanılan yöntemler

KADININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Yapılması mutlaka gerekli olan tetkikler
Öngörüşme, Jinekolojik muayene ve ultrasonografi: Kısırlık nedeni olabilecek hormonal yapıya ait ipuçları araştırılır (kilo, kıllanma, memelerden süt gelmesi, büyümüş tiroid bezi vs.), üreme sistemi, yumurtalıklar ve rahim ultrasonafi yardımı ile değerlendirilir. Üreme organlarına ait enfeksiyonlar, bu sistemin yapısal bozukluklarının bir kısmı , rahime ait miyom polip gibi urlar ve rahim için tabakasınınnın (endometrium) özellikleri, yumurtalıkların yapısı, kistleri teşhis edilebilir.
Kadında hormon tetkikleri: FSH, LH, PRL, TSH, E2
HSG (Histero-salpingo-grafi, Rahim kanallarının filmi) : Rahim ağzından verilen ilaçlı maddenin rahim boşluğunu doldurup kanallardan geçerek karın boşluğuna dağılışı bir dizi röntgen filmi ile tespit edilir. HSG olarak adlandırılan bu tetkik rahim kanallarının geçirgenliği hakkında bilgi verir ve rahim boşluğunun şekil bozuklukları ve yer kaplayan oluşumlarının tanınmasını sağlar. Kanalların her ikisinin de tıkalı olması kesin kısırlık nedenidir ve tüp bebek yapılmasını gerektirir. kanallardan bir tanesi açık diğeri kapalı ise gebe kalma şansı azalmakta, kısırlık ihtimali daha da artmaktadır. Bu gibi durumda aşılama tedavisi kadının yaşına, evlilik yılına, sperm analizine göre değerlendirilip, gerekirse tüp bebek yapılabilir.
Gerektiğinde yapılabilecek tetkikler:
Rahim boşluğunun değerlendirilmesi (Hidro-sonografi): Rahim ağzından verilen sıvının ultrason kontrolu altında rahim boşluğunu doldurması izlenerek, rahim içinde yer kaplayan oluşumlar tesbit edilebilir. Bu yöntem ile rahim içi dokunun gelişme durumu, polip, miyom gibi oluşumlar tesbit edilmektedir.
Laparoskopi: genel anestezi altında göbek altından 1 cm’lik bir kesi ile karın boşluğuna girilip optik bir sistem aracılığı ile karın içinin gözlenmesidir. Yumurtalık ve rahim kanallarının yapısal ilişkilerinin araştırılması, karın içindeki endometriozis odaklarının tespiti, ve gerektiğinde bazı cerrahi müdahalelerin açık ameliyata geçmeden yapılabilmesi için önerilebilir. Ancak gerekirse yapılmalıdır.
Histeroskopi: rahim içini ilgilendiren bir problemden şüphelenildiğinde uygulanır. Rahim kanalından rahim boşluğuna doğru ilerletilen bir optik sistem ile görüntü alınıp, cerrahi olarak problemin giderilmesini sağlamak üzere önerilen bir yöntemdir. Ancak gerekirse yapılmalıdır. Bu yöntemle, rahim içi direkt görülebilir, buradaki dokudan biyopsi, miyom veya polip gibi oluşumlar alınabilir.
ERKEĞİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Sperm tetkiki: 3-4 günlük cinsel perhizden sonra mastürbasyon yoluyla verilen sperm, sayı, hareket özelliği ve yapısal durum bir çok yönden değerlendirilir. Sperm yıkama işlemi ile dölleme yeteneğinin arttırılması açısından sağlanan fayda araştırılır.
Muayene: Sperm tetkikinde tespit edilen soruna göre testislerin durumu değerlendirilir, varikosel, enfeksiyon gibi problemler araştırılır.
Erkekte hormon tetkikleri: FSH, LH, TESTOSTERON, FREE TESTOSTERON, PRL, TSH .

Kısırlık nedenleri

Günümüzde kısırlık artık çok nadiren düzeltilemeyecek bir nedene bağlı olabilir. Bunu gerçek kısırlık (sterilite) olarak adlandırıyoruz. Ör: Kadının erken menopoz'a girmesi (35 yaş altında), kadının rahiminin veya yumurtalıklarının ameliyatla alınmış olması, erkeğin hiç sperm üretememesi (azospermi) gibi. Bunların dışında kısır çiftlerde, üreme yeteneği değişik oranlarda azalmış olmakla beraber tedavi ile çocuk sahibi olmak mümkündür.
Kısırlık tedavisine başlamadan önce kadın ve erkeğin detaylı bir şekilde araştırılıp altta yatan nedenlerin ortaya çıkarılması gerekir. Bu araştırmalar sırasında önceden farkedilmemiş bazı hastalıklar ve yapısal değişiklikler de ortaya çıkabilmektedir. Yapılacak tedaviler de bu nedenlere göre planlanır. Bazen başka bir hastalık gebelik oluşmasına engel olabilir ve bu durumun tedavisi ile çocuk sahibi olmak mümkün olur.

Kadında Kısırlık:
Kadında gebelik oluşmamasının ana sebepleri adet ve yumurtlama düzensizlikleri, endometriozis, polikistik over, erken menapoz, rahim kanallarının kapalı olması veya üreme sistemine ait yapısal bozukluklar olabilir.
Yumurtlama düzensizlikleri:
Yumurtlama düzensizlikleri, kadın kısırlığının en sık görülen sebebidir. Yumurtlama, yumurtalıklarda gelişip olgunlaşan yumurtaların barındıkları içi sıvı dolu keseciklerden (folikül) atılması işlemidir. Yumurtlama olmaksızın döllenme ve gebelik oluşamaz. Seyrek veya sık adet görme veya hiç adet görememe yumurtlama ile ilgili problemi düşündürür. Ancak düzenli adet gören kadınlarda da yumurtlama düzensizliği olabilir.
Rahim kanalları hasarı:
Rahim kanallarının kısmen veya tamamen tıkalı olması halinde spermler yumurtaya ulaşamaz. Rahim kanallarına hasar veren olaylar arasında daha önce geçirilmiş karın içi veya üreme organlarına ait enfeksiyonlar, endometriozis, ameliyat sonrası oluşan yapışıklıklar veya geçirilmiş bir dış gebelik sayılabilir.
Endometriozis:
Endometriyozis, rahimin içini döşeyen ve adet görülen rahim içi dokunun, rahim dışında odaklar halinde bulunmasıdır. Normal yerleşiminin dışında bulunan bu odaklar, zamanla rahim tıkanmasına, veya yumurtlamanın bozulmasına neden olabilir. Endometrioz lu hastaların %70’i kısırlık problemi yaşamaktadır.
Rahim ağzı (Serviks) faktörü -Rahim faktörü:
İnfertiliteye sebep olan rahim problemleri arasında, şekil bozuklukları, enfeksiyonlar ve mukus kalitesinin iyi olmayışı, rahim ağzında (serviks) veya rahim içinde gelişen polipler sayılabilir. Polip ler iyi huylu, küçük, et beni gibi doku oluşumlarıdır. Kötü bir hastalıkla ilgileri yoktur, fakat bazen gebeliğe engel olabilirler.
Adetin değişik evrelerinde rahim ağzı salgısı (mukus) hormonların etkisi ile miktar ve kıvam olarak değişiklikler gösterir. Mukus, uygun nitelikte olmaması halinde spermin, kadın üreme yollarında ilerlemesine engel olabilir.
Miyom (myom):
Yapısal olarak iyi huylu rahim tümörleri olan myomlar da, büyüklüklerine, yerleşim yerlerine ve sayılarına bağlı olarak kısırlığa neden olabilirler.
İmmünolojik faktörler (Bağışıklık sistemi):
Kısırlıkta rol oynayan immunolojik faktörlerin tanısı zor, tedavisi ise sınırlıdır. Kadının servikal mukusunda bulunan sperme karşı antikorlar yani, bağışıklık maddeleri, erkeğin kendi spermine karşı oluşturduğu antikorlar, hatta döllenmiş yumurtanın rahime yerleşmesini engelleyen bağışıklık faktörleri kısırlığın nedeni olabilir.
Açıklanamayan -Nedeni izah edilemeyen Kısırlık:
Bazen, kadın ve erkekte yapılan muayene ve tetkiklere rağmen kısırlığı izah edecek bir neden bulunamaz. Özellikle bu durum, çiftlerde umutsuzluğa ve hayal kırıklığına yol açmaktadır. Kendileri üzüldükleri gibi, aile ve çevreye karşı bir eziklik hissetmektedirler. Ortada belli bir neden yokken çocuk sahibi olamamak bazan karı kocanın birbirini, hatta ailelerin birbirlerini suçlamasına yol açabilmektedir.

Erkekte Kısırlık:
Erkekte sperm hücrelerinin üretiminde sayısal azlık (oligosperm), hareket azlığı (astenosperm) veya yokluğu (azosperm), hücrelerin kümelenmeleri (aglütinasyon) gibi nedenler tek başına olabileceği gibi bütün bu faktörler bir arada bulunabilir. Bazen, sperm hücresi, sperm kanallarının tıkalı olması nedeniyle dışarı çıkamaz (tıkanıklığa bağlı azospermi) veya hücre yapımının olmayışı ile ilgili olan yapısal azospermi görülebilir.

Sperm sayı ve kalitesini etkileyen nedenler:
Sperm yapımı ve olgunlaşmasına ait problemler, erkek kısırlığı nedenleri arasında en geniş grubu oluşturur. Sperm hücreleri, yeterli sayı, şekil veya hareket özelliklerinde olmamaları nedeniyle yumurtayı döllemeyebilirler.
Spermatogenez (sperm yapım ve olgunlaşması) üzerine olumsuz etkisi olan birkaç faktör vardır.
Bazı enfeksiyon hastalıkları üreme organlarını etkileyerek testislerde sperm yapımını bozabilirler. Ergenlik çağından sonra geçirilen kabakulak hastalığının %25 oranında infertiliteye sebep olması en iyi bilinen örnektir.
Hormonal eksiklikler: Sperm yapımını sağlayan FSH ve LH hormonlarındaki düzensizlikler en sık görülen şeklidir.
İmmünolojik bozukluklar: Bazı erkekler, kendi spermlerine karşı antikorlar oluşturarak, sperm hareketlerinin bozulmasına veya aglütinasyonlara (spermlerin başlarından veya kuyruklarından yapışarak hareket yeteneğini kaybetmesi) neden olabilirler.
Varikosel:Testisler skrotum adı verilen torba yapıları içinde bulunurlar. Skrotumdaki venlerin varisleşmesi (varikosel) de sperm kalitesini bozabilir. Varikosel, erkek hastalarda %21-41 oranında görülür. Benzer bir durum bacaklarda damarların genişlemesi ile olan varislere benzer. Testiste olduğunda varikosel adını alır. İleri derecelerde ağrıya neden olabilir.
Çevresel faktörler ve hayat tarzı sperm kalitesini etkileyebilir. Çalışma ortamındaki uçucu gazlar (boya, mobilya, akü sanayi), radyasyona maruz kalma ve bazı kanser tedavileri de geçici veya kalıcı olarak sperm yapımını durdurabilir.
Genetik olarak bazı erkeklerin Y kromozomunda bulunan gen değişiklikleri, sperm hücrelerinin azlığı veya yokluğuna neden olabilir.
Sperm kanallarında tıkanıklıklar:
Sperm kanallarındaki tıkanıklıklar, spermin geçişine kısmen veya tamamen (oligospermi, azospermi) engel olabilir. Bu durum doğuştan olabileceği gibi daha sonra oluşan enfeksiyonlara ve ameliyat yan etkilerine bağlı olarak da ortaya çıkabilir.
Cinsel ilişkiye ait problemler:
Empotans (sertleşme problemleri) veya erken boşalma, bu grupta yer alan sebeplerdir.

Kısırlık infertilite nedir

Her evlenen çiftin çok kısa bir süre içinde gebe kalması mümkün değildir. Her iki bireyin normal üreme yeteneği olduğu durumda bile o ay için gebe kalma ihtimali %20-25 civarındadır.
Çiftlerin çocuk sahibi olabilmeleri için bazı şartlar gereklidir:
Kadında yumurtlama olması (ovulasyon)
Erkeğin sağlıklı sperm üretebilmesi (normal sperm)
Rahimde bebeğin yerleşip büyüyebilmesi için yapısal bir engel olmaması
Rahim kanallarının en az birinin açık ve işlevsel olması
Normal cinsel yaşam
O halde, Normal cinsel hayatı olan ve korunmadıkları halde bir sene sonunda gebe kalmayan çiftlerde kısırlık düşünmek gerekir.
Şunu unutmamak gerekir ki evli çiftlerin bir sene sonunda % 80 kadarı gebe kalmakta ve geri kalan % 20 si gerçek kısır grubu oluşturmaktadır.

Kısırlık kadına ait bir sorun mudur?
Kısırlık bazı yörelerde sadece kadına ait bir sorun olarak kabul edilmektedir. Halbuki, esas neden sadece kadına, sadece erkeğe bağlı olabileceği gibi her ikisinden de kaynaklanabilir. Bazen de yapılan muayene ve tüm tetkikler sonucu kısırlık nedeni olabilecek bir bulgu tesbit edilemez.
O halde, kısaca nedenler şunlardır:
Sadece kadına ait
Sadece erkeğe ait
Her ikisine ait nedenlerin birlikte olduğu durumlar.
Hiçbir nedenin bulunamadığı grup.
Ne zaman doktora başvurmalı?
Çocuğu olmayan bir çiftin doktora ne zaman başvuracağı özetle
Geçen evlilik süresine
Kadının yaşına
Kadının adet görüp görmemesine
bağlı olmakla beraber, bazı faktörleri de göz ardı etmemek gerekir. Şöyle ki:
Bazı çiftler değil bir sene, 2-3 aylık evli kaldıktan sonra çevre etkisi ile hemen çocuk istiyorum, bebek istiyorum, niye hemen gebe kalamadım gibi kısır mıyız diye kaygıya kapılmaktadırlar. Böyle çiftlerin mayene edilmesi ve şüpheli bulgu yoksa cinsel ilişki zamanlaması konusunda gerekli bilgilerin hatırlatılması, onlara manevi destek verilmesi gerekir. Kısırlık düşündürecek bulgular varsa erkenden tetkiklere başlanabilir. En başta, erkeğin sperm analizini yapmak çok aydınlatıcı olmaktadır.
Bazı yörelerimizde çok erken yaşta evlilik yapılmaktadır. Böyle durumlarda genç kadınlarda adet düzensizlikleri, yumurta gelişmemesi, yumurtlama olmayışı sık raslanan durumlardır. Hormonal sistem henüz tam olgunlaşmadığı için gebe kalma yeteneği azalmış olabilir.
Kentleşme ile kadınların çalışma hayatında daha aktif olması sonucu daha ileri yaşta evlilikler söz konusu olmaktadır. 35-40'lı yaşlarda ilk evliliklerini yapan çiftler az değildir. Bu gibi durumlarda detaylı bir muayene ve tetkik gerekebilir. Bilindiği gibi, yaş ilerledikçe diabet, kalp hastalığı, tansiyon ve bunun gibi bazı durumların görülme olasılığı artmaktadır.
Özellikle kırsal yerleşim bölgelerinde çocukluk çağında geçirilen bazı bulaşıcı hastalıklarda kişiye yeterli aşılama yapılamamış veya tedavi görememiş ise üreme kapasitesinde azalma olabilir.
Yukarda bahsedilen veya eklenebilecek pek çok özel durum nedeniyle çocuk sahibi olmak isteyen bir çift doktora başvurduğunda mutlaka dikkatli bir muayeneden geçirilmesi gerekir. Kadın ve erkeğin sağlık hikayesine göre bir plan çizmek ve önermek doktorun bilgi ve görgüsüne, insiyatifine bağlıdır. Tüp bebek öncesi yapılacak tedaviler varsa uygulanmalı, daha sonra gerekiyorsa tüpbebek yapılabilir. Olasılıklar çifte açıkça anlatılmalıdır. Kısırlık ve tup bebek ile ilgili ayrıntılar, ör: icsi, ivf, mikroenjeksiyon, polikistik over, endometrioz, miyom, gebelik oranlarını etkileyen olaylar çiftin durumuna göre izah edilir.
Kısaca evli bir çift gerek duyduğu zaman doktora başvurabilir.